23 Aralık 2014 Salı

hayatın akışı üzerine...

Barış lafıdır gidiyor, çözüm süreciyle birlikte. Herkes barış istiyor da neden ülke halen karışık. savaşta mıydık ayrıca? Barış derken Hitler’in sözünü anmadan geçemeyeceğim. Sizler barış istiyoruz deyip duruyorsunuz. Ben, sizden daha fazla barış istiyorum. Hiç savaş olmadan barış olur mu? der, Hitler.

Anadolu Toprakları binlerce yıldır sürekli savaşların, isyanların, taht kavgalarının alanı olmuştur. Ta Sümerler, hititler’den tutunda roma’ya, Osmanlı’ya hatta ve hatta günümüze kadar.

1420 Şeyh Bedrettin, 1444 Karamanoğlu, 1511 şahkulu, 1511, 1622, 1656, yeniçeri, 1600’lere kadar Celali, 1622 yeniçeri, 1648 Vardar Ali Paşa, 1703 Edirne, 1730 Patrona Halil, 1797 Pazvantoğlu, 1807 Kabakçı Mustafa, Girit, Hersek; Makedonya, Sason, 1909 Adana, 1909 31 Mart, 1919 Bozkır, Şeyh Eşref, Aznavur, Yozgat, Düzce, Milli Aşiret, Çopur Musa, Cemil Çeto, Demirci Efe, Çerkes Ethem,Pontus, Koçgiri, Şeyh Said, Menemen, Tunceli Ayaklanmaları, 60’la öğrenci olayları ve darbe, 70ler ve 80ler  öğrenci ve işçi hareketleri  ve darbe, 85den itibaren PKK..

Dikkat ederseniz burada savaşlar yok ve arada daha irili ufaklı daha bir çok ayaklanma var. Anodolu halkı tüm bu süreçte muhtemeldir ki ağır vergi yüküne, dolayısıyla ekonomik zorluklara maruz kalmıştır. Eee, savaşların ve ayaklanmaları finansmanı mutlaka birileri karşılamalıdır. İncelendiğinde tüm bu süreçte rüşvet  ve iltimas her daim var, halen de devam etmekte.


Sözü nereye bağlayacağım. Belli ki hayat devam ettikçe ayaklanma, savaş, kriz, deprem, ölümler, yapılar, vergiler bu topraklarda hep devam edecek, eğer biz bu olayları kişişelleştirir ve içselleştirisek hep kendime zarar vereceğiz...Belki de ruhumuzdaki reflünün, stresin, kolitin kaynağı bunlardır....

Çözüm süreci, şehitlerimiz, paralel yapı, dikey yapı, deprem, vergiler, krizler derken hayat geçiyor be dostum. Nehir akıyor, taşlar yuvarlanıyor, Anadolu nehrin taşlık sert debili yerinde girdaplar içinde, bizler içinde balıklarız belki de. Mutluluk tüm bu olanlara karşı, hatta fırtına olduğunu bile bile halen tüm bunların dışında kalarak değil, bunlara rağmen hayata devam etmek ve mutluluğu kendimizle barışarak, bazen eylül yağmurlarında, bazen baharın cıvıltısında, bazen işimizde, dostluğumuzda, şiirlerde...en çok da ailemizde yakalamaktır belki de.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder